Madrid

Plaza De Toros

Plaza De Toros 53 bin kişilk, İspanya’daki en büyük arena. Her pazar akşam 7’de boğa güreşleri yapılıyor. Milliyetçi İspanyolların sporu. Katalanlar boğa güreşlerinden nefret ediyor, tepkilerini göstermek için, Barcelona’daki iki arenadan biri AVM, diğeri sirk olarak kullanılıyor. Madrid’deki arenada, Arap mimarisinden etkilenilmiş. İspanya’nın sembolü boğa. Katalanların sembolü ise eşek. Eşek gibi çalışırız demek isterler ya da diğer bir deyişle, eşekler istediğini yapar, istediğini yapmaz biz de öyleyiz derler.

Kristof Kolomb heykeli

Batıya bakar, Kolomb bu heykelde, batıya giderek doğuya ulaşacağını düşünür. Hedef baharatlarıyla ünlü Hindistan’dır. Eti korumak için baharata ihtiyaç vardır ve oradan gelir. Kristof Kolomb, Isabelle’ın baş danışmanıdır. Isabellle gerekli desteği veremeyince Kolomb, Portekiz kralından yardım ister. Ama ikinci buluşmada Isabelle destekler fakat yanında keşfe kimse gitmek istemez, bilinmeyendir çünkü. Kolomb, Kanarya adalarında tutuklu bulunan hükümlülerle gitmek zorunda kalır. onlar için yeni dünya, kurtuluş demektir çünkü. İlk gidenler Yahudi ve müslümanlardan oluşuyor. Kolomb ilk olarak Bahamalar’a ayak basıyor. İkinci seferinde 17 gemiyle yola çıkar ve Kuba’yı bulur. Buraya ana kara denmesini ister yanındakilerden, çünkü Isabelle ‘ana karayı bul gel’ demiştir. Keşifler döneminde tüm Amerika İspanyolların egemenliğine girer. Yoksul İspanyollar Amerika’ya yeni dünyaya göç eder ve yerli halktan kadınlarla evlenirler. Soykırım yaparlar, Amerika’dan patates ve mısırı getirerek tarımda bir numara olurlar. Portekiz, Ümit burnunu geçmeyi başarır ve doğuda Hindistan’a ulaşır. Bu dönemde İspanya ve Portekiz iki süper güç olarak dünyayı paylaştı.

Madrid, bir Arap kalesi olarak kuruldu. Şimdiki nüfusunun büyük bölümünü Fas, Senagal ve Cezayirli göçmenler oluşturuyor.

Mercado De San Micuel

Madrid’deki bu pazar yeri, Barcelona’daki gibi meşhur değil belki ama tapasları çok daha lezzetli ve ucuz. Sangria içip, karpaçyonun tadına bakmak için ideal adres.

Tapasın ortaya çıkışı barlarda olur. Sinek çoktur İspanya’da ve biranın ağzına tıpa gerekir, tapasları koyarlar. Andulusya da başlar. Ünlü tapaslar, patatas bravas (baharatlı patates), badron (tatlı yeşil biber kızartması), tempura (sebze kızartması). Barlarda müzik duyamazsınız, konuşmayı severler.

 

İspanyollar haftada iki gün sadece hafta sonu kahvaltı yapıyor. Sabah kahvaltısı kahve ve sandviçtir. Öğlen siesta vardır, yemek yer ve uyurlar. Ana yemek öğlendir. Gaspaccio çorbasının orjinali beyazdır, Araplardan geçmiştir, yeşil biber ve domatesle yapılır. soğuk çorbadır, malzemeler pişmez. En değerli et domuz, eşek etinden yapılan pastırma yemekten önce yenir, asillerin yediği bişeydir. Dana eti pahalıdır. Boğa eti özellikle de boğa kuyruğu çok yenir. Patata aliovi (haşlanmış patates sarmısaklı mayonez ve otlarla yapılır) yenir. Yemeğe çok önem verirler. Çok lüks yere gitmezler. Boş yere para vermeyi sevmezler. Özellikle Barcelona’lılar zengindir ama aşırı cimridir. Akşam yemeği 21.30 gibi yenir barlara 01.30 gibi gidilir. Akşamları evler yerine barlarda buluşur, bira içerler. Tek bir barda takılma alışkanlığı yoktur, bar bar dolaşılır. O nedenle çok sayıda bar vardır.

Fotoğraflar: Ramazan Emiroğlu

Yazı: Nilgün Yanık Emiroğlu